Şükür
Şimdi telefon çalsa ve kaybettiğiniz biri arasa sizi,
izliyorum seni ara ara, mutsuz görüyorum, ağlıyorsun sürekli. Yine bugün az gülüp az şükrettin. Yanından geçen çocuğun, uzun, güzel kirpiklerini fark etmedin. Güneş doğdu ve sen kalkıp perdelerini açmadın. O çiçeği boynu bükük bıraktın, sulamadın. Gidenleri az andın, kalanları kırdın, yok saydın. Sen, uzun süredir yaşamayı bıraktın.
dese; utanır mısın?
Utanır mısın yaşamayı hak edenden daha çok yaşadığına. Üstelik yaşadığının farkında olmayışına…
Utanır mısın, nefes aldığın her saniyenin mucizelere gebe olduğunu göremeyip kendi karanlığında kayboluşuna…